Ağlamayacaksınız, üzülmeyeceksiniz, duygulanmayacaksınız, her ne olursa ve ne yaşanırsa yaşansın dimdik ayakta durup moral verip, teskin edeceksiniz. İçimizde depremlerde olsa, fırtınalarda kopsa insanlara bunu yansıtmayacaksınız. İnsanların en duygusal, en zayıf olduğu anlarında onların yanında ol..
Biz acımasızdık, serttik ve büyük ölçüde adaletsizdik; ama şimdi bile yakınmalarımızda bir gerçeklik payı olduğunu düşünüyorum; her iki tarafın da o sırada, bir kusurları olmadan, anlaşmaya varamamaları için yeterince neden bulunuyordu. Büyükbaban on yıl daha genç olsaydı ya da bizim yaşımız daha fa..
Bir yaşından, yirmi yaşına kadar her çocuk, bence zevkle okunmaya değer meraklı bir kitap; karşısında uzun uzun, hayran hayran düşünülecek bir bilinmeyenler âlemidir.Yirmi bir yıldan beri bu kitapları yaprak yaprak, satır satır okumaya ve anlamaya çalışıyorum. Fakat hâlâ “Çocuk” adlı kitapta anlayam..
Hat, yolculuğu boyunca My Experience of Walking the Dog (Köpek Gezdirme Deneyimlerim) adlı bir blog tuttu ve oradaki yazılarının yazarla birlikte düzenlenip bir araya getirilmesiyle bu kitap ortaya çıktı. Peki, blogun ismi nereden geliyordu? Ailesi, in bir köpek gibi olduğunu söylemişti: Kendi bahçe..
Amaçsız, başıboş ve asi ruhumla beyhude bir ömür tüketirken, bir grup kafadarla Çanakkale gezisine gitmiştik.Savaşların geçtiği yerlerde dinlediğim, dedelerimin kahramanlık dolu sarsıcı hikâyeleri ve kardeşlik bağı hayatıma anlamlı sayfalar açmıştı. Bütün dünyamı kuşatan bu esrarlı duygu, varoluş ne..
Halide Nusret Zorlutuna, Büyükanne romanında özlemini duyacağımız bir hayatı anlatıyor. Kötülüklerin bile iyiliğe dönüştüğü bu dünyada, 70’li yıllarda bir hanımefendinin yaşamından kesitler okuyoruz.Hem modern hem de geleneksel yapısını koruyan duyarlı bir kişi olan Büyükanne, yaşadıkları çiftlikte ..
“O, Samsun’a çıktığı zaman, üstü başı yırtık, postalları patlamış, silahsız bir er gördü. Yüzünün rengi bakıra dönmüş, bir deri bir kemik kalmış bu Türk askeri ağlıyordu. Ona sordu:‘Asker ağlamaz arkadaş, sen niye ağlıyorsun?’ Er irkildi, başını kaldırdı. Bu sesi tanıyordu ve bu yüz ona yabancı deği..
“Tüm Insanliga Okutulmasi Gereken Kitap.” Oprah Transilvanya’nin Sighet sehrinde dogan Elie Wiesel, 1944’te, ailesiyle beraber Auschwitz, ardindan Birkenau’ya gönderildiginde henüz 16 yasindaydi. Gece, onun bu hatiralarinin kitabidir: Bir daha hiç görmeyecegi annesi ve küçük kiz kardesinden ayrilisi..
İyiliğin sınır tanımadığına inanalara selam olsun Herkesin bir hikayesi var, #AşımızıPaylaşıyoruz diyerek başladı ve kelebek etkisi gibi genişleyip ülke sınırlarını aştı Afrika’ya kadar ulaştı. Sıkça karşılaştığım; Nasıl vakit bulabiliyorsun? Ne zaman çalışıyorsun? Neden Afrika? gibi sorul..
Onu gördüğüm anda bunu hissettim. Onu hep içimde taşıdığımı, onunla büyüdüğümü hissettim.Daha önce hiç görmediğim, hiç dokunmadığım, üzerine hiç basmadığım halde bu toprağın benim toprağım olduğunu iliklerime kadar, şahdamarıma kadar hissettim.Yılardır bu toprağın üzerinde at koşturuyordum sanki. He..