“Dostluk, karsilikli birbirine bakmak degil, ayni yöne birlikte bakmaktir” der Exupéry. Yapayalniz dolasiyor bu çagin insani. Çünkü birlikte yürüyecek kadar güvenmiyor kimse birbirine. Insanlari birbirine sevdirmek gerekiyor öncelikle, bunun için. Resmî ögreti önce güveni sarsti Türk ulusunda. Böy..
Bir tren garından selamlıyoruz sizleri...Farklı yollara ve yolculuklara giden trenlerin gecikmesi üzerine bazı yolcuların geçmişi ve bugünü üzerinden sizleri düşünce yolculuğuna davet ediyoruz sevgili okurlar...“Kendi olabilmek”, hem zorlu hem de özgürleştirici bir deneyimdir ve bireyi hayatta gerçe..
“Bazen insanlar kadar paragraflar da anlamsizlasir. Hiçbir sözcük seni anlamaz, anlatamaz, yazdiramaz. Çaresiz birakirlar seni, suskunluga terk edersin kendini. Sonra biraz daha aci çekersin, hüzün çuvalina eklersin bir seyler, tekrar yazmaya kalkarsin ve sonra fazlasiyla yazarsin.’’“Büyümemde, deli..
Montaigne ülkesindeki kanlı savaşlara ve çalkantılara rağmen şatosuna çekilerek hayata ve insanlığa dair en temel soruların cevaplarını aradığı Denemeler’i kaleme alır. Yüzyıllar sonra bile dünya çapında yankı uyandıran bir klasiğe dönüşeceğini bilmeden, samimi ve okurla sohbet eder tarzda yazdığı b..
3 Aralik 1984 Hayir! yazar havlu atmaz.Olsa olsa, Sukutunu duvara asar, tüfek gibi; bakar. Ne olursa olsun, tutarliligimdan uzaklasamam, ödün veremem. Mekke yönünde tek bugdayi sürükleyerek ilerleyen karincayi hiç usumdan çikarmayacagim, herzaman düsünecegim. Çünkü, karinca, yolunda yanarken, essiz ..
“Beni affetme… Anlama da… Hayatımın özeti, düzeltilmeyecek kadar vahim bir anlatım bozukluğu… Beni daha fazla konuşturma… Ben susayım, sen ağla… Gusül abdesti alabileceğim kadar gözyaşı biriktir benim için… Sonra beraberce çayıma siyanür karıştıralım. Önce göm beni, sonra anla…”Çocukluğa, büyümeye, ..
“Olur öyle şeyler,” dedi.“Olur mu hiç öyle şey?” dedim.Su vardı önümüzde. Suyun iki yanında insanlar… Onun iki yanında insanlar… Geçti vakit. Gerisini geceye bıraktık.Akıt su… Geçti zaman. O geç gelmişti. Ben geç kalmıştım. Gerisini geceye bıraktık. Kalakaldık, n’apacaktık? Çaresiz, çaktırmadan kims..
Okuduğun her hikâyede kanatların olduğunu ve onlarda ne şahane potansiyeller taşıdığını ama bir o kadar da unutmuş olduğunu hatırlayacaksın. Giderek daha çok hatırladıkça, hafifledikçe uçabildiğinin, yani kendi keşfettiğin hatırladıklarının yaşayan hâline gelebildiğine tanık olacaksın.Ve artık sen d..
Dostum, kardeşim;Bir şekilde yaşamaktan ziyade doğru bir şekilde yaşamak derdini taşıyorsan, iyi gidiyorsun. Yaptıklarını gözden getiriyor, yapamadıklarını telafi ediyor, yapmak istediklerini değerlerine göre belirliyorsan iyi gidiyorsun.İyilik yaptığında seviniyor, kötu¨lu¨k yaptığında u¨zu¨lu¨yors..
Beni kalabalik sandiniz... Evimde hiç günes batmaz, diye geçti aklinizdan... Oysa ben çogu kez bana gelen mektuplariniz kadardim. Evimde günesim çok batti. Mektuplarinizin içindeki sevgi ve merhametin isigiyla çok gece geçirdim. Yalnizliktan ölecek gibi oldugum anda tekrar tekrar okudugum o mektupla..
Thomas Bernhard otobiyografik beslemesinin son kitabi olan Çocuk'ta bizi hikâyenin en basina, çocukluk dönemine geri gönderiyor. Talihsiz annesinin umarsiz öfkesi, büyükbabasinin resmi egitime ve egitimli cahillere düsmanligi, ailenin yoksulluk içinde oradan oraya savrulmasi küçük Thomas'in kisiligi..
Okumanın Tarihi ve Geceleyin Kütüphane gibi kitaplarıyla tanıdığımız Alberto Manguel, daha önce Hayali Yerler Sözlüğü’nde anlattığı düşsel ülkelere doğru yeni bir yolculuğa çıkarıyor okurlarını: Bu kez birbirinden ilginç yemekler, mezeler, tatlılar ve içecekleri tanıtmak için. Odysseia ve Binbir Gec..