Günlerin Getirdigi ve Sözden Söze ile birlikte Ataç'in ilk dönem ürünlerini yayimlayarak "Bütün Yapitlari"na dogru ilk adimi atiyor YKY.Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatina deneme ve elestirileriyle damgasini vuran Nurullah Ataç'in, kusku, ironi, cosku yüklü bu yazilarinda dil, uygarlik, siir ve sanat..
Hüseyin Ferhad, şiirin iç sorunlarını, gelenekle bağlarını irdelerken içinde yaşadığı şiir ortamını, kültürel çevreyi gözlemleri ve anılarıyla ortaya koyuyor. Şiirimizin son elli yılında öne çıkan tartışmaları, restleşmeleri, kendi kuşağının eğilimlerini özgün bir bakış açısıyla yorumluyor.Behçet Ne..
Mühendislerin bizim toplumumuzdaki yeri farklıdır. Elbette saygı duyulur, önemsenirler. İşimiz düştüğünde laflarını can kulağıyla dinleriz. Fakat bir yandan da projenin detaylarına, derinlerine indiklerinde dikkatimiz dağılır, dinliyormuşuz gibi yaparız. Bazen de teknik, teknolojik konulara kafamız ..
Önceki kuşakların edebi etkinliği üzerinde düşünmek, onlar hakkında yazılanları bulmak kimi zaman zorlu bir uğraş günümüz yayın ortamında. Kapanmış dergi sayfalarında ve gazete arşivlerinde yitip gdiyor çünkü birçok şey.Bayrıl şiiri üzerine geniş bir bakış açısı, derinlikli ve renkli yorum alanları ..
Içeri Kafka Market'in sahibi girdi. Kahvede okey oynuyormus; kasiyer kizlardan biri kosarak gidip çagirmis. Herhalde,"Markete tuhaf biri geldi. Kafka diye bir romanciyi sorup duruyor," demistir. Marketin sahibi yüzündeki teri silerken, "Buyrun, beyfendi! Sorun nedir?" diye sordu. "Efendim," dedim, "..
Kudüs, söylemlerimizin coşkusuna ve iddialarımızın büyüklüğüne rağmen, hakkında pek az bilgi sahibi olduğumuz bir şehir aslında. Çok önemli ve yaygın birkaç anekdot dışında, Kudüs'le ilgili malumatımızın tamamen ezbere dayalı olduğu söylenebilir. Bunun üzerine, bir de herkes söz ettiği, siyasi sloga..
“Dağlarca kadar çok şiir yazmış, şiir kitabı yayımlamış başka şairimiz yok. Dünyada da herhalde bu açıdan sayılı şairler arasındadır. Elbette onun kadar olmasa da çok şiir yazmış, kitap yayımlamış başka şairler de var. Ama Dağlarca gibi yalnızca ‘kendisi olmayı/kendisi kalmayı’ bilen şair pek yok. B..
“Gidiyorlar, ağıt yakalım arkalarından. Çünkü gitmek var, dönmek yok.Bağırlarına basmışlar çocuklarını ve dişlerini sıkarak. Yağmura, kara, dipçiklere ve saat kulelerine aldırmayarak. Tel örgüleri yarıp duvara tırmanarak. Bozbulanık, coşkun bir nehrin kederli köpüğü gibi. Aniden havalanan sığırcık..
"Başkalarından bahsetmek suretiyle kendimizden bahsetmeye o kadar alışmışız ki, istersen bunu başkalarında kendimizi aramak diye kabul et." diyor Yaşar Nabi'ye yazdığı mektubunda Tanpınar, romanlarını ve hikâyelerini kastederek. Kurgularken yaptığımız… Oysa insan kendi olarak da var olmak istiyor ya..
Artık bu mevsimin başka bir bahara ihtiyacı varSarılmasını beklediğimiz tüm yaralara tuz basıldı. Aşk ekip ayrılık topladık gökyüzünden.Çok sevdikçe vazgeçilmez olduğunu hissettirdik Önce vazgeçildik sonra da vazgeçtik.Bundandır ki Yalnız Anlaşıldık ama kimseye yanlış yapmadık.İçimizdekiyalnızlığa r..
“Gün batmak üzere, ışıklar yorgun; gravürlere daha bir daldıkça anlıyoruz ki yeryüzünde olan her şey var bu gravürlerde. Geçmişte ve bugün olanlar, gelecekte var olacaklar, yeryüzünde şimdiye dek var olmuş ne varsa, bundan sonra neler var olacaksa, hepsi bu dingin dolangaçta bizi bekliyor... Büyüley..
“...çocuğun beyninde temel kavramlar anadille oluşur. Bu süreçte anadilin kullanımını kısıtlar ya da pek çok kez yaptığınız gibi yasaklarsanız, algılamaktan, düşünmekten yoksun kuşaklar yetiştirirsiniz. Dilin, yığınları toplum yapan, insanları bir arada yaşatan en büyük etken olduğunu görmezden gele..