Kendini hiç merak etmiyor musun? Ben kimim diye sormuyor musun hiç kendine?En son ne zaman vakit ayırdın, baş başa kaldın kendinle?Bir çay koyup ya da bir kahve, en son ne zaman baş başa oturup sohbet ettin?En son ne zaman düşündün? Hayatı, insanları, aileni, sevdiklerini...O olmazsa ne yaparım diye..
Bu kitap;Kendini Bu Ülkenin Çocukları'ndan sayanlar adınave onlara seslenmekle beraber;Herkes kendi safını seçecekse eğer;Bu ülkenin yanında değil deMüstemlekecileri seçenler,Aşklarımız size seslenmez,Sevdamız size değildir,Şiirimiz size ok gibi yaralayıcı gelir,Oysa biz bir cennet bahçesine girer g..
GÜÇLÜ KADIN YOKTUR. KENDİNİ GELİŞTİRMİŞ, ÖZ GÜVENİ YÜKSEK KADIN VARDIR. Uğruna tek taraflı savaşacağınız hiçbir sevgiye razıolmayın. Elde ettiğiniz hiçbir şey hayalde olduğukadar gu¨zel kalmaz. Yegâne derdiniz beklentilerinizigerçeklere göre şekillendirme çabası olmalı, gerçeklerindu¨şu¨ncelerinize ..
Biz kendimizi nasıl görüyoruz? Doğru mu görüyoruz?Onlar bizi nasıl görüyor. Dünyanın büyük ve küçük devletleri, kendilerine ve dünyaya nasıl bakıyor?Bizim dünyaya ve kendimize bakışımızda bir yanlışlık mı var?“İskender Öksüz, gençlik yıllarımızdan beri Ziya Gökalp, Mümtaz Turhan ve Erol Güngör'ün so..
Git. Kapan. Yeterince yol biriktirdin. Küçük kasabalardan aksamlarin var. Sabah indigin sehirlerin bugulu kalbi senin. Her çaresizlikten binlerce dalginlik edindin. Bir gölge bilgisi olduysan, isiklari unutma. Hayal için, aci verdigin kadinlarin kirpikleri yeter. Güzel pismanliklarin var. Sevinçleri..
Eşikte durulmaz, eşikte beklenir. Durmak, karar vermektir. Eşik, karar yeri değildir. Orada, verilecek karar beklenir. Eşiğin ötesinden gelecek karar, beklemeyi bilene ansızın gelir. Duran, zaten kararını kendi vermiştir. İnsan her yerde durabilir. Bir parkta, trafik ışığının altında, market kuyruğu..
Ayrilik ne biliyor musun? Ne araya yollarin girmesi, ne kapanan kapilar, ne yildiz kaymasi gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katari gökte... Insanin içini dökmekten vazgeçmesi ayrilik. Ipi kopmus boncuklar gibi yollara döktügü gözlerini, birer damla düs kirikligi olarak toplamas..
Palavracılar, dolandırıcılar, zamparalar, âlemciler, mirasyedilerMahmut Yesari, kıvrak kalemiyle İstanbul’un bu antika tipleri arasında geziniyor. Her birini ince ince allayıp pullayarak tanıtıyor ve 20. yüzyıl başı İstanbul’unun şehir hayatına dair keyifli bir okuma sunuyor. Bugüne kadar gazete say..
“Bizler, hayran olduğumuz şeylere benzeriz. Kalbimizi harekete geçirenler; ilgi duyduğumuz, merak ettiğimiz ve tutkuyla bağlandığımız şeyler ufak parçalarla bizi inşa eder. Giderek hayran olduğumuz şeyin kendisi oluruz. Üstelik bunu pek anlamayız, hayat anlatır.”Yağız Gönüler, sevmek ve yaşamak inad..