Babasını küçük yaşta kaybeden Cedric, annesiyle birlikte mütevazı bir yaşam sürmekteydi. En yakın arkadaşları, mahalle bakkalı ile iyi kalpli bir ayakkabı boyacısıydı. Bir gün inanılmaz bir şey oldu ve İngiltere’den gelen bir avukat, Cedric’in soylu bir İngiliz, hatta bir lord olduğunu açıkladı. Ced..
İşte ben (Bana ister Mary Beton deyin, ister Mary Seton ya da Mary Carmichael, ya da ne istiyorsanız onu hiçbir önemi yok), bir-iki hafta kadar önce, güzel bir Ekim günü, bir nehrin kıyısında oturmuş, düşüncelere dalmıştım. Boynumdaki şu dediğim tasma, kadınlar ve kurgu, her türlü önyargıyı ve arzuy..