Edebiyat

İzmir Gibi İşte - Bir Tutam Hüzün, Bir Demet NeşeÜrün Adı: İzmir Gibi İşteÜrün Markası: Lisinya..

‘Yurdundan bir uçtan bir uca taşınır insan. Taşınabileceği huzurlu mekânlarda tutunmak ister Doğu’dan, Batı’dan. Alır başını gider bir adam, bir genç, bir kadın, bir çocuk… Özgür ve mutlu yaşamak için alır başını gider kayıplara karışır. Özgür yaşamak için ölümlere karışır. Yiter insanlık.’ diye iç ..

Kalbinin kapılarını sevdiğine sonuna dek açmış ve bir daha hiç kapatmamıştıLiliyan. Tüm olumsuzluklara ve karşıtlıklara meydan okumuş, değer yargılarının çizdiği sınırlara aldırmamıştı.Yaşamı boyunca yaşadığı o büyük aşkın tutsağı olmuş, sonucuna aldırmadan peşinden sürüklenmişti bilerek ve isteyere..

Türkçe edebiyatın özgünlüğü ile en dikkat çeken yazarlarından Sevim Burak, yaşayıp yazdığı zamanlardan bugünlere edebiyat tarihindeki yerini derinleştirip genişletmiştir. Kendi dönemini aşmış, yeni kuşaklarla sıkı bir bağ kurmuş, her dönemin okuruyla birlikte edebiyatı da yenilenmiş bir yazardır.Böy..

Haldun Taner’in, “Dil bakımından göze çarpan ilk hususiyeti, insana ilk bakışta belki kuru bile gelebilecek olan, berrak, temiz, sade - hattâ Ömer Seyfeddin'inkinden daha sade - bir Türkçe ile her kelimeye iki üç değil, bazen tek sıfat dahi eklemek ihtiyacını duymadan bir Merimée isabeti ve katiyeti..

Ürün Adı: Öl Ki! Yeniden DoğasınÜrün Markası: Lisinya..

Bozo’nun pansiyonunun geceliği dokuz peniydi. Beş yüz kişiyi barındıran, büyük, kalabalık bir yerdi; berduşlar, dilenciler ve küçük çaplı suçluların toplanma noktası olarak ün yapmıştı. Tüm ırklar, siyah ve beyaz bile eşit bir şekilde kaynaşıyordu. İçeride Kızılderililer vardı ve onlarla yarım yamal..

Bittik, albayım, bittik. Hiç beklemediğim anda çamaşır iplerine astılar hayallerimi. Yetmez gibi üstüne bir de kar, kış, fırtına geçirdim. Üzerime yapışan yapraklar benimle birlikte ağladı, albayım. Bir poyraz esti, iliklerimde hissettim istenmeyişimi, albayım.Nereye gittiğimi bilmiyorum, albayım. H..

"Onlar seslerini kendilerine ve başkalarına duyurmak için hiç kimsenin bilmediği bir ölümle yok olup gittiler. Geride rüzgarın sesi kaldı."Mehmet Komşu, özgürlük uğruna verilen onurlu ve erdemli savaşımların romanını yazmış. Shakespeare, "kaygılarımızın kışı"nın geldiğini duyurmuştu bize. Komşu,bunu..

Ölüm, oyunun, oynamamız gereken son kısmıdır fakat nasıl öldüğümüz ise doğaçlamadır.’Geçmişi unutturulan genç adam, kendini ölümcül bir oyunun içinde bulur. Yaşamak için öldürmek zorundadır artık...Ailesini kaybetmiş bir din adamı, bir gizli polis, yaşama tutunmaya çalışan genç bir kız ve bir şekild..

“Söylediklerine boyun eğiyorum... Onun bizi sevdiğinden daha fazla bizim kendisini sevdiğimiz kadının bu özel konumu, mantığın kurallarını bize tamamen unutturmaktadır. Yüzünüzde küçücük bir çizginin bile oluşmasını önlemek için, küçücük bir reddedişten kaynaklanan acılı dudaklarınızdaki hüzün hâlin..

O gerçek bir asik... Askin bile kendi tarifini buldugu bir asik... Taptuk Emre dergahinda söylenen siirleri, ülkemizin hemen her yerinde bulunan türbesi, mesajlari bütün dünyayi dolasan misralari ile "gönüller yapmayagelen" Yunus Emre'nîn en güzel siirlerinden olusanbu eser, evrensel degerlerimiz ar..