Edebiyat

“Hâlbuki Muazzez’e karşı olan hisleri büsbütün başkaydı. Onu hariçte bir mevcut, yabancı ve başka bir insan olarak düşünmüyor, kendinin bir parçası; kolu, gözü ve yüreği olarak tasavvur ediyordu. Burada beğenmek veya beğenmemek, sevmek veya sevmemek, hayran olmak veya küçük görmek bahis mevzuu olama..

“Yusuf, kendini de bu muazzam ve yekpare geceye yapışık sandı ve korkuyla ürperdi. Islak ellerini yüzünde dolaştırdı. Kirpiklerinden yanaklarına yağmur suları süzülüyordu. Yaptığı hareketler ona hiçbir yere bağlı olmadığının şuurunu verdi. Hatta yavaş yavaş etrafından ne kadar ayrı olduğunu, ne kada..

Oscar Wilde (1854-1900): İrlandalı dâhi yazar Victoria döneminde edebi zekâsı, ince alaycılığı ve sıra dışı yaşantısıyla 19. yüzyıl estetizm hareketinin Britanya’daki en tanınmış temsilcisi hâline geldi. Şiir, öykü ve oyunlarının yanı sıra DorianGray’in Portresiadlı romanıyla ün kazandı. Dönemin kat..

Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorumCockney dilinde (İngiliz argosu) bir deyiş vardır. Uqueer as as clock..

Honoré de Balzac (17991850): 19. yüzyıl Fransız edebiyatının büyük ismi. Edebi kariyerine oyun yazarak başladı. Ancak aldığı eleştiriler neticesinde romana yöneldi. Yirmi yılda 85 romanı tamamladı, öldüğünde arkasında 50 roman taslağı bıraktı. 1830 yılında kurmacaeserlerini Dante’nin İlahi Komedya’s..

“Bir çocuk Orhan’ın şiirlerini okumuşsa içi titremeden, gözü yaşarmadan insana, ağaca, kuşa, taşa, toprağa, Ankara’ya, İstanbul’a bakamaz; kaldırımına tüküremez, ağacını kesemez…”Sait Faik AbasıyanıkOrhan Veli’nin şiirleriyle bir başka sevdik İstanbul’u; oltamızı attık denize, bir üşüşüverdi balıkla..

Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910): Anna Karenina, Savaş ve Barış, Diriliş’in büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara da verdi. Bu dönemde yazdığı roman ve öykülerinde yıl..

Odamda Yolculuk adlı kitabıyla seyahat edebiyatında sıra dışı bir iz bırakan Xavier de Maistre, Sibiryalı Kız’da bu kez uzun ve zorluklarla dolu bir yol hikâyesi anlatıyor. Suçsuz yere sürgün edilmiş babasının affını sağlamak için çarlık başkenti St. Petersburg’a gitmek üzere Sibirya’daki ücra İşim’..

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın yayımlanan ilk eseri Şık, “alafranga züppe” tipinin en ünlü örneklerinden Şatırzade Şöhret’in trajikomik hikâyesini anlatır. Dönemin yaygın anlayışı Batılılaşmayı sadece moda, zevk ve eğlence kısmıyla “taklit” eden Şöhret’in Madam Potiş adında bir kadının peşinde düştüğü ko..

“İrademiz ve kafamız bizi küçültecek bir iş yapmadıkça işkence, sade bir fizyoloji meselesidir. Etlerimiz, sinirlerimiz dayanabildikleri kadar dayanırlar. Sonra, tabiat ne emrederse o olur. Ama ruhumuzu kamçılattırmamak elimizdedir. Hâlbuki ben ruhumun üzerine bir tokat yedim ve bunda kabahatliyim!”..

New York’un soygunlara, cinayetlere, fuhuşa sahne olan, göçmenlerle yoksulların yaşadığı kesimlerinin hiç de yabancısı olmayan Stephen Crane, 1893’te Johnston Smith müstear ismiyle yayımladığı Sokak Kızı Maggie’de kendi gözlemlerinden faydalanır. İrlandalı göçmen bir ailenin üç çocuğundan biri olan,..

Acı dedim dostlar, acı. Çok acı çekiyordum çok. Bunu söylemek bile sıradan ve sade duruyor değil mi? Acı çektiğini söyleyenin sancısını acı çekmeyen biri nasıl anlar ki? Anlamaz, çektiğim acıyı ne siz anlarsınız ne de ben anlatabilirim. Aslında hissettiğim acıları size yazmayı becerebilseydim okumay..