Bir ara günes, son bir çabayla bulutlarin arasindan siyrildi ama göge ancak kendini çok andiran bir günes resmi çizebildi.Tomris Uyar, bu kitabinda gerçegi degistirecek düsler kuranlarla düslerini karabasanlara çevirecek gerçekleri yasayanlarin öykülerini anlatiyor.Ürün Adı: Yaz Düşleri Düş KışlarıÜ..
“Oturdum. Ne yazayım diye düşünmeye başladım. Acaba hikâye mi yazsam? Hikâyede konunun pek o kadar mühim olmadığını söyleyenler de çıktı. Ama ne olursa olsun, bir vaka lazım. O vakanın bir başı, bir sonu olması lazım. Üstelik vaka da alışılmış, bıkılmış vakalardan olmamalı. Küçük burjuvanın hayatını..
“Elveda…” dedi tilki. “Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçekleri görebilir. Gerçekler gözle görülmez.” ……O zaman sen de kendini yargılarsın. En gücü de budur zaten. Çünkü kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan çok daha güçtür. Eğer kendini yargılamayı başarabilirs..
Bir saat kadar sonra resmi tamamladı, daha doğrusu kendi kendine: “Eh, yeter artık!” diye işi bıraktı. Elinin tersiyle alnının terlerini silerek bir iki adım geri çekildi. Hiç de fena olmamıştı. Günün resim yapmaya en uygunsuz olan bir saatinde çabucak çırpıştırdığı bu tablo bile, onun epeyce kabili..
Pamuk Dede neşeli, mutlu, kendini genç hisseden güleryüzlü bir dede. Huysuz Dede ise mutsuz ve sürekli bir yerleri ağrıyor.Uzun ve mutlu bir yaşam sürmenin bir iksiri var mı? Pamuk Dede'nin kalbini yeni filizlenmiş bir yaprak gibi taptaze tutan şey ne olabilir? İşte Huysuz Dede, bu soruların yanıtla..
O gece hiç uyuyamadım. Dalar dalmaz Hasan’ın hayali gözümün önüne geliyor, “İftiracı, iftiracı!” diye karşımda ağlıyordu. Küçük muhayyilem o vakitki dinî terbiyenin dehşetleriyle dolmuştu. Yarın ahret… Kim bilir kardeşim o haksız yediği tokadın hakkını benden nasıl çıkaracaktı?“Ömer Seyfettin önceli..
Anadolu insaninin büyük kentlerdeki çekingenligini, ürkekligini, uyanik tipler tarafindan kandirilip dolandirilisini, gariban köylülerin oranin ileri gelenleri tarafindan ezilisini; dalgaci, yiyici kisileri ve yasamlarini anlatan bu öyküleri okurken, büyük ustanin kalemine bir kez daha hayranlik duy..
Ilk kez 1977 yilinda çikan “Oturma Izni”, gönüllü ya da zorunlu göç eden insanlarin sarsici oldugunca, siirsel öykülerini içeriyor. Bu öyküler, göç insanlari üzerine yazilanlarin klâsik kitabi oldu. Göçün ellinci yilinda “Oturma Izni”nin yeni basimini, bu öykülerden sonra seksenli ve doksanli yill..
Sahan Külbastisi, Esendal'in yirmi bes hikâyesinden olusmaktadir. Yeni bir düzenleme içinde sunulan bu kitapta Memduh Sevket Esendal'in ilk kez kitaplarina giren hikâyeleri de vardir. Ürün Adı: Sahan KülbastısıÜrün Markası: Lisinya..
Bu kitaptaki hikâyeler; insanların evlerinden çıkamadığı zamanların, 1980 öncesi günlerin ve tam da Türkiye’nin bir dönüşüme sürüklendiği bıçak sırtı olayların anlatıldığı gerçekliğe ve yaşanmışlığa dayanıyor. Derinde ülke üzerinde oynanan oyunları görme çabasıyla yoğrulan ve gündelik ilişkilerde, a..
Eflatun Hüzünler basligi altinda topladigi yirmi bir hikâyesinde Ayse Ilker, Türkçeyi ne kadar duru ve ne kadar latif bir sekilde kullandigini insanlik hâlleri üzerinden okuyucularina gösteriyor.“Hülya, mektubun devamini okuyamadi. Içinde tortop olan acilar, bir hiçkirikla firladi disari. Gözyaslar..