Hikaye

Özgürlük bazen bir pasta kılığındadır!İtalyan Andersen ödüllü yazar Luigi Ballerini, Türkçe’deki ilk romanında, okurlarını uzun süre zihinlerden silinmeyecek leziz bir yolculuğa çıkarıyor. Tadı damakta kalan sımsıcak karakterler ve betimlemeler mis kokular eşliğinde, bir pasta evinden içeriye davet ..

Tonino o gün okula dersini çalismadan gitmistir. ‘Keske Görünmez olsaydim, böylece ögretmenim beni tahtaya kaldiramazdi,’ diye düsünür. Tam o sirada ögretmenin ve arkadaslarinin aslinda kendisini görmediklerini fark eder.Önce bu durum çok hosuna gider ama sonra...Ürün Adı: Tonino - Keşke Görünmez Ol..

Sinek Kadar Kocam Olsun Basimda Bulunsun kitabiyla “birinin karisi olma hallerini” istahli bir üslupla anlatan, Insan Kisim Kisim Yer Damar Damar kitabiyla günümüz varosuna keskin ve gerçekçi bir bakis atan Hatice Meryem, bu defa annelik hallerini anlatiyor... Mükemmel annelik, geleneksel annelik, m..

Kırıntılarını yakaladığım hikâyelerin peşine düşmek, arkalarından koşmak, benzer olayları yaşamış kişilerle konuşmak, o konuşmaları yapabilmek için bir sürü kişiyi aracı kılmak ve hiç bilmediğim yerlere seyâhat etmek, kolay kolay bulunmayan kaynakları edinmek, anlamadığım dilleri çözmeye çalışmak, e..

Peyami Safa’nın İstanbul Hikâyeleri 36 hikâyeden oluşmaktadır. İlk olarak 1924’te yayımlan hikâyelerde anlatılan olayların neredeyse tamamında mekân İstanbul’dur. Fakat hikâye edilenler sadece İstanbul’un değil, bütün ülkenin ortak sorunlarıdır. 19. yüzyıldan itibaren yaşanan medeniyet değişiminin s..

Usta hikâyeci Mustafa Kutlu’dan yepyeni bir eser.“Musallada bir tabut, yesil örtü üstünde, yapayalniz…Ikindi  okunmus,  namaz  kilanlar  camiye  girmis,  kilmayan  kalabalik  cami  duvarina  yanasip  saçak  altinasiginmis.  Alafranga bir muhit;  ama gelin durumu izah edin. Erkekler cami duvarinda, k..

“Gülüp durma!” diye uyardı kadın. Sesi keskin ve soğuktu; bir tehlikeyi fısıldar gibi ürkütücü. Evin içindeki her şeyi kesti buyruğuyla. Kuşun ötüşünü, sokaktan yükselen kornaları, mobilyaların güneşte çatırdamalarını. Başını çevirip kızının gözlerinde sönen sevinci görünce ileri gittiğini düşünerek..

Ahlat agacinin gövdesine yaslanip uyuklayan çocuklugumu seyrediyorum. Kalkip onun yerine oturuyor, bu sefer agacin gövdesine ben yaslaniyorum. Kravatimi hafifçe gevsetiyor, elimdeki dosyayi topragin üzerine usulca birakiyor ve kaplumbaganin otlarin arasindan çikmasini bekliyorum.Ama artik çikip gelm..