Hiç kendini dalgaların önüne kattığı oradan oraya savrulan bir poşet gibi hissettin mi? Eminim hissetmişsindir. Böyle durumlarda, "Keşke şu dalgalarla aramda bir dalgakıran olsaydı da ben de usul usul kendi yolumu bulabilseydim," diye düşünmüşsündür belki de. İşte o zaman bu dalgakıranı çok seveceks..
Derya yaz tatillerini anneannesinin adadaki evinde geçiriyordu. Bu durumdan hiç de rahatsız olmuyordu. Çünkü anneannesi sizin bildiğiniz anneannelerden değildi. Onunkisi paraşütle uçabilen bir anneanneydi. Her yaz anneannesiyle maceralara atılıyorlardı ve onun koleksiyonu için parçalar arıyorlardı. ..
Eski zamanlarda bir ayakkabıcı kırmızı tokalı bir çift kırmızı çocuk ayakkabısı yapmıştı. Ayakkabılar akşam olup ayakkabici uyuduktan sonra aralarında sohbet ederlerdi. Ayakkabı çiftinin biri, "Saraya gideceğiz görürsün," dediğinde diğeri, "Olmaz, küçük sultanın ayakkabısı çoktur, bizi giymeyi unutu..
Ekran Karan, lakabının hakkını fazlasıyla veren, ekranlardan bir dünya örmüştür kendine.Bir gün bu dünya beklenmedik bir şekilde kesintiye uğradığında Karan, tesadüfen yolunun kesiştiği arkadaşlarıyla dostluğun tadına varır.Bazen sadece tercihlerimiz değil, bazı insanlar ve hatta küçücük anlar bile ..
«Ayşegül Sözen Dağ, Engelsiz Masallar’da her birinde kendinizden bir şeyler bulacağınız öyküler eşliğinde, farklı olmanın; iyiye, güzele engel olmadığını anlatmayı başarmış. Biz ortaokul, ilkokul ve anaokulu yaş gruplarındaki 3 çocuğumuzla severek okuduk. Kalemine, yüreğine sağlık!»Hatice Özdemir Tü..
Aylin ve Asli hava alaninda birbirlerine sarilirken yine çok eglenceli bir yaz geçireceklerini biliyorlardi. Hele Marco ve Silvia ile yasayacaklari yaz okulu etkinliklerini düsününce heyecanlari daha da artiyordu. Okulda tanistiklari Ale de gruplarina çarçabuk uyum göstermisti. Ama bu yaz, geçen sen..
Yerde bulduğu minik şeylerin peşine düşen, onun ne olduğunu bulmadan peşini bırakmayan araştırmacı çocukların keyifli hikâyesi…Sabrın meyvesini ya da sebzesini yemek fark eder mi? Hem sonunda tohumu, umudu ve Yaradan’ı fark edecek olmak çok heyecanlı değil mi? “Büyüklerin hiç vakti yok mu Bize cevap..
Tek işi yakıp yıkmak olan bir hayvan varmış ki adı maymun Muzır'mış.Tabii hayat hep böyle devam etmemiş. Bir gün Muzır içinden çıkılmaz zor mu zor bir duruma düşmüş.Sonra da şaşkınlıktan deliye dönmüş. Ama neyse ki arkadaşları onu merhametleriyle sarıp sarmalamış ve "Gerçek maymunluk bu değil," demi..
Aylin, Aslı’nın uluslararası bir yarışmada dereceye girdiğini duyunca çok sevinmişti. Ödül töreninde kuze- ninin yanında olmak için can atıyordu. Ama tören Prag’daydı ve görünen o ki, Aylin bu defa kuzeninden ayrı kalacaktı. Tam umudunu kestiği anda, arkadaşları- nın yaptığı sürprizle işler değişti...
‘’Bazı günler yağmur yağdığında,Canın ağlamak ister.Bazı geceler ay doğduğunda,Onun ışığına karışıp gülüşünle tüm dünyayı kucaklamakNe ağlarken yalnızsın. Ne de gülerkenAğlamak ve gülmekGündüz ve gece’’Hepsi bu kitabın içinde.Gökyüzünü seven çocuk, seni gökyüzünde bir keşif yolculuğuna davet ediyor...
Hayal bile edemediğin öykülerin yazılı olduğu kitaplar okudun mu?Ardından bir düş masalının ipine atlayıp gökyüzüne tırmandın mı hiç? Belki de o düşler âleminden bir süpürge sesi, uçan terlik ya da kedi miyavlaması ile uyanıp çıkmışsındır. Sen de hayallerini süsleyen bu masalların ipini tutmaya çalı..
Annesi Melek'e döndü ve ormanın seslerini duyup duymadığını sordu. Melek şaşkın bir şekilde gözlerini timsah yumurtası gibi kocaman açıp annesine baktı. Ormanın sesleri mi vardı? Ormanı görmek yetmiyor, bir de duyacak mıydi? Annesi sorunca merak edip etrafa kulak kabarttı. Ama annesinin bahsettiği s..