Hangisi daha önemli? İnsanların alışkanlıklarını sürdürmesi mi yoksa dünyanın kendini sürdürmesi mi?..Tortuya dönüşmüş denizler, sisle kaplı gökyüzü, doğal olanın doğadan koptuğu bir dünya... Ama belki de güzel olan ne varsa henüz yitip gitmemişti.Ada'yla Doruk, amcalarının yanında birkaç hafta geçi..
Sırıtık Mahallesi sakinleri sıradan bir gu¨ne sıradan bir merhaba derken mahallenin giris¸inde do¨rt ayaklı bir silu¨et belirdi. C¸ok uzaktaki Sırıtık Yokus¸u’nun bas¸ında beliren bu silu¨et yavaş yavas¸, titreyerek ve yalpalayarak Sırıtık Mahallesi’ne dog?ru ilerliyordu. Peki ama neydi bu?Bu kitapt..
Garip ve eglenceli bir bulus! Bazi icatlar tesadüflerin sonucudur. Mesela bir faks makinesi ve sakar bir kedi ile insanlarin düsüncelerini okuyan bir makinenin mucidi olabilirsiniz! Eh, bu durumda, gizli servislerin ilgisi de cabasi…Ürün Adı: Söz - Düş MakinesiÜrün Markası: Lisinya..
Yavaşça ilerliyorlar...Yavaşça tırmanıyorlar...Yavaşça kürek çekiyorlar...Neler oluyor ormanda? Şşş! Bir planları var galiba…Ağacın tepesinde güzel bir kuşla karşılaşan dört arkadaş, onu yakalamak için bir plan yaparlar. Fakat ne kadar sessiz hareket etseler de planları her defasında bozulur ve kuş ..
On bir ayın sultanı Ramazan geldi, hoş geldi. Hepimize huzur ve mutluluk verdi.Portakal Ağacı isimli yemek bloguyla tanıdığımız Hatice Özdemir Tülün, güzel ülkemiz Türkiye’nin dört bir köşesini lezzet lezzet gezdi, çocukların iftar sofralarını bu kitapta topladı. Her sayfada başka bir şehrimizde ift..
Bir sınıf dolusu öğrenci düşünün. İleride Mars’a gidecek ekibin parçası olmayı düşleyen öğrenciler. Peki ya onları Mars’ta bekleyen tehlikeler, zorluklar, sorunlar karşısında ne yapacaklar? İşte Yarın Mars’a Gidiyoruz bu ve daha fazla soruya yanıt veriyor. Kısacası Mars hakkında bilmek isteyeceğiniz..
Kaşları çatık, sıkıntıyla okuma kitabını açtı. Resimdeki çocuğa boş boş baktı. Çiçeği suluyordu kız. Canı yazlık evlerinin bahçesine gitmek istedi. Yaz ne güzeldi. Her şey serbest... Gözleri dalgınlaştı. Baktıkça, sulanan çiçeğin yanında gibi hisseti kendini. Kıza seslense, sesini duyuracaktı sanki...
Ben uçurtmamı gökyüzüne sürmedim.Sokaklarda çember de çevirmedim.Üstelik hiç horoz şekeri de yemedim.Eski zamanlarda çocuk olmak nasılmış, hep merak ederim.Geçmiş zamanla günümüzü birleştiren bu merak uyandırıcı hikâye Yağmur Kartal’ın kaleminden çıkıp Burcu Koçer Oruç’un fırçasıyla renklendi! “Anne..
“Bugün Aslan'ın doğum günü. Acaba arkadaşları Aslan'ın doğum gününü hatırlayacak mı? Aslan bunu çok merak ediyor. Çünkü bu ormana taşınalı sadece birkaç ay oldu. Aslında geçen hafta tüm arkadaşlarına doğum gününün bugün olduğunu söylemişti. Ama yine de hatırlayacaklarından emin değildi…”Sonunda arka..
Her yeri turuncuya boyayarak yeni bir gün uyandığında, gökyüzünden küçük bir bulut kopup küçük kızın göğsünün ortasına oturdu. Küçük kızın içi özlemle doluydu. Tırtıl; arkadaşlarını, babasını, oyuncaklarını hatta dondurma yemeyi özleyen çocuğun özlemlerini yiyerek büyüdü büyüdü büyüdü..Nihayet dönüş..