Sevgili Efruz!Hakikati görüldüğü gibi, edebiyat yapmadan yazmak istedim. Başarabildim mi? Bilmiyorum. Fakat okuyunca samimiyetimin derecesini herkesle beraber sen de anlayacaksın. Herkes seni -bizzat kendi kadar- tanır, Efruzcuğum, bugün hiç kimse sana yabancı değildir; çünkü sen “hepimiz” değilsen ..
Sanki bir tufandı. Gök delinmiş gibi aralıksız yağmurlar yağıyor ve bütün Ordu Semlin’e doğru sel, çamur, sis ve bora içinde ilerliyordu. Belgrad-Sabaç yolu çökmüştü. Karanlık ormanlara, sarp yokuşlara, uçurumlu dağlara alışkın olmayan nakliye develeri, yedekçileriyle beraber kaybolmuşlardı. Subayla..
Ahırın avlusunda oynarken, aşağıdaki, gümüş söğütler altında görünmeyen derenin hazin (üzüntülü) şırıltısını işitirdik. Evimiz, iç çitin büyük kestane ağaçları arasında kaybolmuş gibiydi.Annem, İstanbul’a gittiği için benden bir yaş küçük olan kardeşim Hasan ile artık Dadaruh’un yanından hiç ayrılmı..
Büyük kubbeli serin divan, bugün daha sakin, daha gölgeliydi. Pencerelerinden süzülen mavi, mor, sincabi, bahar ışınları, çinilerinin yeşil derinliklerinde birikiyor, koyulaşıyordu. Yüksek ipek şiltelere diz çökmüş yorgun vezirler önlerindeki halının renkli nakışlarına bakıyorlar. Uzun beyaz sakalın..
Sermet Bey döndü, arkasındaki bekçiye:– İşte boş bir köşk daha, dedi.Küçük bir çam ormanının önünde beyaz, şık bir bina göz kamaştıracak derece parlıyordu. Tahtalarını yabani otlar bürümüştü. Bahçesinin demir kapısında büyük bir “kiralıktır” levhası asılıydı.Ürün Adı: Çocuklar İçin Ömer Seyfettinden..
Durmuş’un bir anasından başka kimsesi yoktu. Fakirdi. Ama gençti, kuvvetli idi. Öküzünün biri ölünce tarlasını süremedi. Para kazanmak, tekrar çiftini düzebilmek için gurbete gitmeye karar verdi. Gurbet, İstanbul demektir. Köyde kim çaresiz kalırsa, kimin işi bozulursa, İstanbul yolunu tutar. Durmuş..
Sabahtan beri yürüyorduk. Düşe kalka geçtiğimiz sarp keçiyolları bazen sel yarıkları içinde kayboluyor, bazen sık fundalıklardan ayrılarak, dibinde sivri sivri çam tepeleri görünen karanlık çukurlara sapıyordu. Ayı avına gidiyordum. Kılavuzum, Kumdere köyünün en meşhur nişancılarındandı. Ürün Adı: Ç..
Dünya Klasikleri, içinde yazıldığı toplumu şekillendiren, aradan geçen zamana rağmen eskimeyen, yalnızca yazarının ait olduğu topluma değil, tüm okuyuculara hitap eden eserler olarak her toplumda kıymetli kabul edilen sanat eserleridir.Bu eserler, çocuk okuyucuların algı seviyelerine ve yaş grupları..
Dünya Klasikleri, içinde yazıldığı toplumu şekillendiren, aradan geçen zamana rağmen eskimeyen, yalnızca yazarının ait olduğu topluma değil, tüm okuyuculara hitap eden eserler olarak her toplumda kıymetli kabul edilen sanat eserleridir.Bu eserler, çocuk okuyucuların algı seviyelerine ve yaş grupları..
Dünya Klasikleri, içinde yazıldığı toplumu şekillendiren, aradan geçen zamana rağmen eskimeyen, yalnızca yazarının ait olduğu topluma değil, tüm okuyuculara hitap eden eserler olarak her toplumda kıymetli kabul edilen sanat eserleridir.Bu eserler, çocuk okuyucuların algı seviyelerine ve yaş grupları..