“Bu sadakatsiz toprak parçasından kaçıyordu,bu toprağı büyük üzüntüler çekerek, büyük kahramanlıklarla savunmuşlardı. Şimdi onları sadakatsiz bir şekilde yarı yolda bırakıyordu.”Nemecsek, Boka ve Pál Sokağı’nın diğer çocukları Budapeşte’nin yoksul bir semtinden birlikte yola çıktılar. Bugün artık tü..
“Masadan kalkıp odanın içinde volta atmaya başladım. Böyle zamanlarda megaloman birine dönüştüğümü hissediyordum. Bundan aldığım büyük hazla sanki annem, babam, karım veya çocuğum yokmuş, yalnızca ben ve kalemim varmışız gibi yaşıyordum.”Korku unsurlarıyla zihinsel karmaşanın zekice kullanıldığı iki..
Arabalarımız Salacak İskelesi’ne doğru iniyordu. Başımı kaldırdım. Gözüme çarpan dehşetli bir köprü tüylerimi ürpertti çünkü ömrümde bu kadar görkemli, bu derece dehşetli bir şey görmemiştim. Bu köprü üç kat olarak inşa edilmiş. En üst katında insanlar karıncalar gibi kaynaşıyorlardı. Tren, araba, o..
Balzac İnsanlık Komedyası’nda 19. yüzyılın ilk yarısını ve Fransa’yı kapsayan, yaşanmış gerçeklikten çok onun bir tür aynası niteliğini taşıyan, kendi tarihi, coğrafyası, soyluları ve burjuvazisi, esnafı ve köylüleri, politikacıları ve züppeleri daha da önemlisi kendi yasaları, felsefesi, bilimi bul..
Ve aşk dünyanın başlangıcı, hükümdarı oldu, ancak aşkın yolları çiçek ve kanla, kan ve çiçekle kaplıdır. 19. yüzyılın sonları. Norveç’in taşrasındaki bir sahil köyünde, değirmencinin oğlu Johannes şair olma hayalleri kurmaktadır. İlhamını ise “sarayın efendisi”nin kızı Victoria’dan alır: Bu genç kad..
Ruhumun içerisinde beliriverdin, biliyordum geleceğini. Bekliyordum da Seni. Tıpkı kışın donmuş ve ıssız, acı çekerek bekleyen yeryüzü gibi Seni bekliyordum. Sen baharsın, ağır ağır geliyor ve ruhumun içine doğru ilerliyorsun. Senin geçişinle düşüncelerim açılıp çiçeğe duruyor ve güzel kokular saçıy..
1971 TRT Roman Basari Ödülü sahibidir. “Güçlü, hirsli bir at kisnemesi ovanin dört bir yönüne dagildi. Daginik düzen otlayan sekiz on at baslarini kaldirdilar ve kulaklarini diktiler. (...) Içlerinde güçlü kuvvetlileri vardi. Kimi kahra ugramis zavalli, kimi yilkinin alisigi...“ Hesaptan düsülmüs, d..
Aydınlık, soğuk bir nisan günüydü ve saat öğlen bire geliyordu. Buz gibi esen rüzgârdan korunmak için çenesini göğsüne kadar indirmiş olan Winston Smith, Zafer Konakları’nın cam kapılarından hızlıca geçmesine rağmen bir toz bulutunun kendisinden önce girmesini engelleyecek çabuklukta değildi. Binanı..
acı çekmek özgürlükseözgürdük ikimiz de o yuvasız çalıkuşu bense kafeste kanarya o dolaşmış daldan dala savurmuş yüreğini ben bölmüşüm yüreğimi başkaldıran dizelere *Acılara Tutunmak *Ağlamalar *Analar * Sonuçsuz Bir Telefon Konuşması * Acıtan Gerçek * Yaşlı Yanılgı *Hoşçakal Köprüsü * Ellerim *Tur..
Carson McCullers, ABD’nin güneydogu eyaletlerinden birinde, baris zamani bir ordugâhta geçen bu romaninda, bes kisinin yalnizliklari, düsleri, saplantilari, basarisizliklari ve zaaflarindan bir insani cehennem örüyor. Bastirilmis duygulariyla savas halinde bir Yüzbasi; onun dünyayi umursamayan, deli..
Sıkıştığımız ya da sıkıldığımız boşluklarda ya geçmişe takılır kederleniriz ya da geleceğe odaklanıp kaygılanırız. Ara sıra AN'a gelebilsek dahi ıskalar geçeriz. Zaman hapishanesinde duygu ve düşüncelerimizin esiri oluruz. AN'da kalarak duygu ve düşüncelerimizi yönetebilecekken onlar bizi yönetmeye ..
1975 yılı, Mart ayının sonu ya da Nisan başları günlerden ne hatırlamıyorum. Sağlı sollu ağaçlarla kaplı bu yolda bilinçsizc ilerliyorum. Ağaçlar sert esmeye başlayan rüzgârla uğulduyorlar. Bütün gün görünmeyen, gri bulutların arasında inzivaya çekilen güneş, artık batmış olmalı. Karanlık gittikçe y..