O gün, diğer günlerden farklı bir hava görülmüştü. Güneş tutulmuş ve ardından tekrar normale dönmüştü. Bir an, çamurlu yolun yanındaki köpek havlamayı bırakmış, yoldan geçen bir arabanın şoförü frene basıp yavaşlamış, cezaevinin bahçesinde konuşan gardiyan ve mahkûmlar susmuş, Halil’in yeğeni merakl..
Gerçekçilik akiminin en iyi temsilcilerinden olan Rus yazari Ivan Sergeyeviç Turgenyev (1818-1883) romanlarinin konularini güncel ve sosyal olaylardan alir. Onun en ünlü ve dikkate deger romani olan “Babalar ve Çocuklar“ da 1850 yillarindaki iki nesil arasindaki çekismeyi, daha dogrusu, gericiligi t..
"Ah sevgili arkadasim, nasil da konusuyorsun! Ne yaptigimi görüyor musun? Sandigimda bos bir yer vardi, ben de onu samanla dolduruyorum; iste insanin hayatinin sandigi da böyledir; bosluk birakmaktansa ne bulursak onunla doldururuz. Lütfen sakin gücenme, Katerina Sergyevna hakkindaki düsüncelerimi e..
“Cesedimin gömüleceği bir ağaç gölgeliği bile bulunmaz burada, kanımın süzülüp aktığı kaldırım taşları yüzünü buruşturacak, bir kova su dökecekler oraya, izime bile tahammülü kalmayacak kimsenin. Kocaman dünyada işgal edeceğim yere sığmam için kolumu önceden kesmişlerdi zaten. Sonunda bedenim de tem..
Cemile…Aramızdan birinin hikâyesi. Dünya güzeli bir prensesten hor görülen bir çirkine dönüşen bir kadın… Bu bir lanet mi? Yoksa kabul olan beddua mı? Belki de lanet bir … Her ne olursa olsun o bizden biri, fark ettiniz mi? Eğer fark etmediyseniz uyanın çünkü Cemile’ler aramızda. Kim bilir belki bir..
Oltalar vardı elimizde, yan yanaydık, bizim evin balkonunda. Oltaları her sabah bahçeye sakince salardık. Akşama kadar, elli santimlik cetveli yan yatırsanız ne kadar olursa işte o kadar gözüken Marmara Denizi’ne bakardık. Oradan korkulu bir maket gibi de bize bakardı Haydarpaşa, o bir dilimlik deni..
Çağdaş Japon edebiyatının gelecek vaat eden yazarlarından Hiroko Oyamada’nın kalemindenhem Franz Kafka hem Komşum Totoro esintileri taşıyan Akutagawa ödüllü bir roman: Çukur.Oyamada, geçici işini bırakarak tayini çıkan eşiyle taşraya taşınan Asa’nın hikâyesini anlatıyor.İşsizliğin hayatında açtığı b..
Beni oraya getiren güç umurumda değildi. Yok olup gittikten sonra ardımdan yaşanacaklar beni hiç mi hiç ilgilendirmiyordu. Bir okul, bir kütüphane, bir tiyatro salonu, hayaleti olmadan da ayakta kalabilirdi elbette. Ama bir hastane bensiz ne yapacaktı! Hayır, hayır. Kendimi vazgeçilmez bulmuyordum, ..
Dünya yüzeyinde mazlum kanının akmasına sessiz kalamayan, taş’kın bir ırmak gibi çağlayan şair. Sözünü kınından çekiyor, en azından bir şey söyleyebilmiş olmak; sözle, elle, dille bir şeyleri değiştirmek için. Dön de bak kan neler yapıyor?Nasıl tutuyor sabrın sicil kaydını?Mirasyedi benlikler çözeb..
Bir çocuğun zihni, onun en harika oyuncağıdırDünyayı ancak hayalperestler değiştirebilir. Meraklı gözler, kâşif ruhlar ve yaratıcı zihinler sizi ileriye taşır. Peki, hayalleriniz için sınırlarınız nelerdir? Onlara ulaşabilmek için nereye kadar gidebilirsiniz? Peki ya zorluklarla başa çıkma konusunda..
Görkemli bir köşkte…Dik kayalıkların en yüksek tepesinde…Eski zamanlardan kalma bir taşın altında…Yerin altına açılan bir kapağın ardında…Büyük bir sır yatıyor. Gizli kütüphaneyi ve içindeki sırlı kitapları bilen tek bir kişi var: Küçük hizmetçi Tally.Köşkün değerli eşyaları birer birer kaybolduğund..
“Bu kadar görünmez olamam, değil mi?”Kadınların kafeslerin ardında sokağı izledikleri, varlıklarını duyurmadan yaşadıkları zamanların üstünden çok uzun yıllar geçti. Şimdi kadınlar sokakta, işyerinde, her yerde… Ama yine de onları görünmez kılan bir şeyler var: “Ben buradayım” demeyen bir baba; bağr..