Saygın üyeleriyle ulvi bir amaca hizmet eden Suikast Bürosu, kusursuz işleyişine darbe vuracak son "infaz siparişiyle" açmaza düşer. Kendini tam olarak kuyruğunu yiyen yılan metaforundaki çıkmazda bulan teşkilat, çetin etik tartışmalar ve iç hesaplaşmaların pençesinde çözülmeye yüz tutarken sarsılma..
Askerler, ilk başlarda, Taduno'nun gülümsemesini fildişi kuledeki Başkan'ın gülümsemesine benzetiyordu. Fakat kısa süre sonra fark ettiler ki, Başkan'ın gülümsemesi, bu mahkumun gülümsemesi gibi kalıcı değildi...Taduno hemen konuya geldi. “Lela ile ilgili daha fazla bilgiye ihtiyacım var. Lela neden..
Namık Kemal için tiyatro, halka doğrudan ulaşabilmesi bakımından oldukça önemli bir türdür. Vatan yahut Silistre oyununda da vatan sevgisini türlü duygularla çarpıştırıp nihayet hepsinden üstün çıkararak halka vatan fikrini ve sevgisini aşılamak ister. Kırım Savaşı’nın yaşandığı yıllarda Zekiye ve İ..
Hayat yaşayanların,Yaşam iyi kötü anılarındır.Anılar hatırlanıp yazılanların,Yazılanlar unutulmayanların,Şiir olup taşması, şair olup yaşamasıdır.Ürün Adı: VaveylaÜrün Markası: Lisinya..
Sanatçı, ister bir dahi olsun ister bütün zamanların en büyük yaratıcısı, sonuçta aynı havayı soluduğumuz benzer çelişkilerle boğuştuğumuz bir insandır. Sanat ve edebiyat filozofu Tzvetan Todorov, bir sanat eserinin ilettiği mesaj ile yaratıcısının hayat tarzı ve gündelik yaşamı arasındaki ilişkiyi ..
Sevim Burak'ın ilk kitabı Yanık Saraylar, 1965'te yayımlandığında yarattığı tartışmalar ve çektiği ilgiyle yılın edebiyat olayı sayıldı; Türk öykücülüğündeki modern yönelişler içinde ayrı bir yeri olduğu kabul edildi. Azınlıkların, müzmin yalnızların, umutsuzların, bir köşede ölmeye çekilenlerin dün..
Kavuşamazsan, aşk...Italo Calvıno Zor Sevdalar kitabında arzunun nesnesine yapılan on üç yolculuk hikayesi anlatıyor. Yalnızlık,iletişim sorunları ve sessizlik eşliğinde aşkın hep bir kavuşamama hali olduğunu yalın ve etkileyici bir dille fısıldıyor.Calvıno ile varlığın derinliklerinde müthiş bir ge..
Kuzey Denizi kıyısında bir belde: Yazın tekneleriyle gelen tatilciler, kışın bu ıssız köşede yaşayan köy insanları. Kızı dünyayı dolaşmaya çıkan, dünyanın sonunun yaklaştığına inanan kocası da Berlin’de kalan orta yaşlı anlatıcı, yabancısı olduğu yerde kendine yeni bir hayat kurmaya başlar. Yalın bi..
“Ben niyet ettim ki bu hayatı;dünyaya niye geldiğimizi, ne olacağımızı,bizi göndereni anlamadan terk etmeyeyim.Ah ne olurdu ki bu suallere ben ispatî veya inkârî birer cevab verebileyim!”Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi, dağılıp parçalanmış bir insanın tasavvufi olgunlaşma hikâyesini çok katmanlı ..
“Babamın mektubunu du¨şu¨nu¨yordum. Onun kahramanlarını. Bir de benim kahramanlarımı. Yaşıtlarımın kahramanlarını. Hatta benden bu¨yu¨klerin de kahramanlarını… Sinemalarda, kitaplarda, çizgi romanlarda, televizyonda, sosyal medyada. Yani her yerde. Bir mahkeme kurup kahramanları yargılamaya karar ve..
Artık sesini duymayacağım. Olduğum kadını, bir zamanlar olduğum çocukla bir araya getiren onun sesi, sözleri, elleri, tavırları gülüşü ve yürüyüşüydü. Geldiğim dünyayla aramdaki son bağ da koptu. Ernaux, hafızasını, zihinsel ve fiziksel bütünlüğünü yok eden bir yüzünden yitirilen annenin ardından, ..
“Gördüğünüz gibi, sayın Bay Thomas Mann, diye geçirdi aklından Bruno, Drohobycz’de aklı başında olmayan tek kişi sizin taklidiniz değil. Kız kardeşimde çok daha erken başladı, babam bu dünyayı aceleyle terk edip gitti ama daha ölümünden önce, insanların, hayvanların ve bitkilerin konuşmadan anlaşabi..