…Suzan diye ne kaldıysa kendinde serbest bırakıyor, tarihin başka bir cildinde ölmüş sualtı canlıları kadim bir denizin tabanında sıkışarak taşa dönmüş, aralarından aşağı akıyor, çok yavaş ama bilmediği başka bir hızla süzülüyor, milyonlarca yıl önce birbiriyle çarpışmış plakalar okyanusların ve kar..
Honore de Balzac (1799-1850): Fransa’nin 19. yüzyildaki sosyal yapisinin tarihsel bir tablosunu çikardigi eski ve yeni romanlarini 1830’dan sonra Insanlik Komedyasi basligi altinda toplamistir. Suyu Bulandiran Kiz bu anitsal eserin Töre Incelemeleri kisminin Tasra Yasamindan Sahneler bölümünde yer..
Aile servetini yiyip tükettigi gençlik günlerinde, uzun bir hayatin ona neler sunacagindan habersizdir elbette Fugui. Yillar sonra, yasli öküzüyle tarlasini sürerken tanistigi bir yabanciya hayatindan söz etmeye basladiginda, simarik bir gencin basina gelenlerden fazlasini sayip dökecektir bu yüzden..
Yıllar geçtikçe uzaklaşmam gereken, zihnimde kaybolacağına inandığım geçmişim, her saniye içimde artarak büyüyor ve dört bir yanımı sarıp beni soluksuz bırakıyordu. Tam da kendimi dinginleştirmeye çalışıp, her şeyi geride bıraktığımı sandığım anda başlıyordu. Oysa ne kadar masum ve saf açıyorduk göz..
Elinizdeki kitap, şu yaşadığımız hız çağında geride kalan anlamların izini hikâyelerle sürüyor. Eski zamanların dilden dileaktarılan, kitap kenarlarında kaydı tutulan, aşka dair hikâyeleri bunlar. Her biri hayatın sıradan görünen zuhuratlarınıötelerin derinliği ile irtibatlandıran, bambaşka bir gözl..
“Ben her zaman şiiri aşkın gıdası olarak görürdüm.” “Bahsettiğimiz aşk sağlam, derin ve gerçekse evet, gıdası olabilir. Zaten güçlü olan bir hissi her şey besler. Fakat önemsiz, zayıf, geçici bir aşk ise bu, eminim tek bir mısrayla bile yok olup gider.”18. yüzyıl İngiltere kırsalında toplumsal sorun..
Tepenin eteğine yaklaştıklarında ahali dört bir yandan seğirtti. Baltar yokuş aşağı hızını kesmeden koşmuş yaylanın düzlüğünde takla atarak yuvarlanıp boylu boyunca yere serilmişti. Devir sesini küçülterek dönüyordu etrafında. Kirli beyaz tüyü kızıla bulanan köpeğin imdadına yetişen Hanım Ana bir ya..
İnsanın kalbine dokunan anlar vardır, vakti geldiğinde onu derin uykusundan uyandırır. Bir ateş yakar yüreğinde, bir sancıyıalevlendirir... Hayatın sıradan örgüsünde ilmek ilmek ders okutur Mevla, mahzun kalpler, dertli yürekler, samimi gönüller için...Elinizdeki kitap yazarın kendisini bulma serüve..
Yetimler yurdunda ögretmenlik yapan annesiyle birlikte Nepal'in baskenti Katmandu'da yasayan Birke'nin, çok sevdigi arkadasi Namita'yla birlikte bu oldukça gizemli ülkede kaygisiz, mutlu bir yasami vardi. Ta ki annesinin hayatlarini altüst edecek planini kesfedinceye kadar...Annesi kendi yaslarinda..
“Bizim Allah’la aramız bozuk. Allah’la aramız bozulmaya başlayınca yaptığımız eylemler, günlük hayatta mesleğimizi icra etme tarzımız yani bir toplumunhayatiyetini devam ettirme yolları da bozulmaya başlıyor. Hastalıklar baş gösteriyor, virüsler yayılıyor. Dolayısıyla bugüne kadarki serencamı kabaca..
Gerçeklerin ortaya çıkma vakti gelmişti...Artık herkes her şeyi öğrenecekti...Vera Demiray; Karayel Lisesi’ne atanarak gelen Ankaralı bir edebiyat öğretmenidir. Ancak okuldaki ilk görev gününde; heyecanı ve hayalleri, içinde yeşerttiği umutlarla birlikte karanlığın dehlizlerine hapsolur. Ansızın duy..
James Joyce’un 1923’te, Ulysses’i tamamladıktan sonra kaleme aldığı ancak ölümünden sonra yayımlanan çalışması Finn’in Oteli, on kısa anlatı parçasından oluşuyor. Yeni ve az bilinen bu ilginç eser, tamamlanmamış, ucu açık, farklı okumalar yapmaya müsait kurgu parçalarını bir araya getiriyor. Finn’in..