Birbirlerini hiç tanımayan, binlerce kilometre uzakta yaşayan iki kadın: Nil Soylu ve Prenses Sahra.Sahra’nın itiraz etmeye gücünün yetmediği bir evlilik, Nil’in ailesine rağmen yaşadığı aşk ve her iki genç kızın hem birey hem de kadın olarak varoluşlarını yaşama mücadelesi.Birinin sadece üremek içi..
Tazı Payı, Emile Zola’nın Fransa’da ikinci imparatorluk dönemini her yönüyle anlatmak için kurguladığı yirmi kitaplık roman dizisinin ikinci kitabıdır. Zola, yayımlandığı sırada kitaba yazdığı önsözde, Tazı Payı romanını “altının ve etin hikâyesi” olarak nitelemiştir.Romanda bir darbeyle cumhuriyeti..
Tarlaların bir kenarında mutlaka haşhaş ekilirdi. Sabahın erken saatlerinde sırtlarında çocukları ile tarlaya giden analar, haşhaşlar arasındaaçtıkları mindere yatırırlardı onları.Çocukların uyuyup kadınların çalışması için bir yoldu bu. Haşhaşın tozubüyülü rüyalarda gezdirirdi köyün çocuklarını. Yi..
Edebiyat bir kurgudur ama salt kurguyla yetinmeyenlerin edebiyatı bir hesaplaşmadır. Tıpkı elinizde tuttuğunuz öykü kitabı gibi, yaşanmış, tanık olunmuş, eşlik edilmiş yaşamın tortusunu taşır. Yüksel Pazarkaya, Vicdan Estetiği adlı bu öykü kitabında yaşadığımız dünyanın “vicdan”ı ile hesaplaşırken b..
Kader mi, arzu mu?Sadakatin hangisine?Bana veliaht prensle olan birlikteliğimin krallığın kaderini belirleyeceği söylenmişti. Oysaki aklımdan çıkmayan kişi nişanlım değil, onun tarafında yer alan melez prensti.Karanlık ve günahtan ibaret olsa da kulağıma şeytanivaatlerini fısıldadığında, asla sahip ..
ZANDERSChicago hokeyi onsuz tamamlanamazdı; herkesin nefret ettiği favori oyuncu. Rolünü biliyor ve iyi oynuyordu. Hatta arenadan her akşam kolunda başka bir kızla ayrılmaktan hoşlanıyordu.Hoşlanmadığı şey ise takımının özel uçağındaki yeni uçuş görevlisiydi. Stevie kimin için çalıştığını çok iyi a..
Özgu¨rlu¨ğu¨m yerine eşimiseçerek bir pazarlık yapmıştım.Ancak beni kaçıran veliaht prensi hafife almıştım.Dokunuşu zehir, intikamı ölu¨mcu¨ldu¨.Artık sahip olmadığım bir gu¨cu¨ arzuluyorduve onu elde edene kadar her parçamı feda edecekti.Oysa ben ona ait değildim.Kardeşine aittim.Sonuçları ne olurs..
Bu kitabı okurken; çok güleceksin, heyecanlanacaksın, uykusuz kalacaksın, meraktan çatlayacaksın, kimseyi kınamayacaksın, kimseyi yargılamayacaksın, artık engel tanımayacaksın, hıçkıra hıçkıra ağlayacaksın, asla elinden bırakmayacaksın, bu kadar da olamaz diyeceksin, çok kızacak hatta öfkeleneceksin..
Asla basi öne egilmedi Sabahattin Ali’nin. Düsüncelerini yapitlarinda ve gazete yazilarinda yilmadan savundu... 41 yillik kisa yasami boyunca Türk edebiyatinin dünya dillerine çevrilen seçkin örneklerini vermekle kalmadi, yurdu için bagimsizlik istedi, özgürlük istedi, çagdaslasma istedi...Bu degerl..
İstanbul...Yalnız Türkiye’nin değil, dünyanın gözbebeği...Biz İstanbul’da yaşayanlar;hazineler içinde bir/inci olan şehrimizi ne kadar tanıyoruz?Ya İstanbul’da yaşamayanlar,bu cennet köşesi için ne düşünüyor?Hele de yabancılar, İstanbul’u ve İstanbulluyu hangi gözle görüyor?Elinizdeki kitap, dünyanı..
Bittiğini sandığımız anda başlar bazen hayat.Yorgunluklarımız bizi olgunlaştıran yegâne hediyedir.Her acının bir kazanç olduğunu bilerek yaşamak gerekir.Son bazen son değildir.Sevgiye doymuş kız çocukları babaları gibi adamlarla evlenmek isterler, doymayanlar ise onların eksik bıraktıklarını tamamla..