Bu kitap, kendi bilgi ve görgülerim dışında, bir lokma ekmek için kötü iş şartları içinde zehir gibi bir hayatı yaşayanlardan derlenmiş malzemeyle meydana gelmiştir. Yayımlanmadan önce, çeşitli ırgat, usta, usta yardımcısını toplayarak bir gece sabaha kadar okudum onlara. Dinlediler. 'Pardon,' dedil..
Türk edebiyatının büyük ustası Orhan Kemal, en yetkin kitaplarından biri olan Eskici ve Oğulları’nda ekonomik koşulların nasıl da aile bağlarını zorladığını ele alıyor. Edebiyatımızda her zaman emeğin, umudun, aydınlığın yanında tavır almış olan Orhan Kemal, insan eliyle kurulan çarpık düzenin nasıl..
Bedenimin içindeki canı gör, sadece etimi değil.Gözlerimin içindeki hayatı gör, sadece bakışımı değil.Hissettiklerimi gör, sadece tepkilerimi değil.Beni gör.Derinliğimde boğulmadan,Sorularımda kaybolmadan, Korkularında yok olmadan,Gör Beni. Bir fısıltıya koydum kendimi.Kalbine soruyorum yerimi:Başa..
Günaha Son Çagri’yi yazdigim gündüz ve geceler boyunca, Isa ile birlikte Golgota Tepesi’ne çikarken duydugum dehseti, hayatini ve ölürken çektigi acilari yasarken duydugum yogunlugu, anlayisi ve sevgiyi baska hiçbir zaman duymadim. Içimi kemiren bu duygulari ve insanligin büyük umudunu yazarken gözl..
Seyir eden misin, seyreden mi bu âlemde?Eksikliğin boş gözleriyle büyümüştü Mina...Küçük bir kızken bunu ilk fark ettiğinde, şaşırmıştı; olmayan her ne ise kalbinin orta yerinde, orada bir oyuk oluşturmuştu sanki.Bozuktu. Defoluydu. Büyüdü, genç bir kadın oldu ve bir karar verdi; “Madem eksiğim ben,..
Yaptığımız kötülüklerin bir sebebi olabileceğine dair inancımızdı Şeytan... En güçlü kavramlardan biri olan vicdanın panzehriydi. Ve insanların birbirilerinin yüzüne bakabilmesi için ona ihtiyacı vardı. Bu kitabın ilk bölümü, sizi Şeytan’la yüz yüze getirerek insanlığın içindeki grotesk dışavurumlar..
(1925 yılı) Osmanlıca baskısından bire-bir olarak yayıma hazırlanmıştır.Reşat Nuri Güntekin,1925 yılında yayımlanan Dudaktan Kalbe adlı romanında farklı sosyal çevrelerden gelen kahramanların yaşam biçimlerini ele alırken ,zaman zaman dönemin toplumsal ve siyasi yaşamına da ayna tutuyor.Gelenek ve g..
Dinmek bilmez karmasadan yorgun bir dünya; yaklasan yeni felaketin isaretlerini okuyan gözlerde kaygi. Çözdügü davalarla Londra sosyetesini büyüleyen dedektif Christopher Banks, 1930'larin bu gergin atmosferinde, bütün tehlikeleri göze alarak Sanghay'da biraktigi geçmisinin karanligina daliyor. Öykü..
Süleymâniye Kütüphânesi'nde, rahmetli babam A. Süheyl Ünver'in adına kurulu merkezde araştırmacıların istifâdesine sunulmuş olan zengin arşivinin içinde yer alan defter koleksiyonu, Ünver bağışlarının en dikkate değer bir grubunu teşkil etmektedir. Araştırma Merkezi'ndeki koleksiyonda yer alan ve Ün..
“Mısır-nâme”, rahmetli babam A. Süheyl Ünver'in 43 yıllık dostu, eski hâriciyecilerden Esad Fuad Tugay'ın dâveti vesilesiyle, 1951 yılı Ocak ayında annemle birlikte yaptığı üç haftalık Mısır ziyâretindeki zengin günlük notlarını kaydettiği seyahatnâmesidir. Ünver, Kahire günlerinde akademik çevreler..
90'li yaslarindaki Mahbube, henüz 20'li yaslarindaki yegenine, aci tatli anilariyla hayat hikâyesini anlatmaktadir. Tipki genç yegeni gibi, varlikli ve asil bir aileden gelen Mahbube, 15'indeyken marangoz çiragi Rahim'e âsik olur. O günlerde evlerine görücü gelen prens ailesinin oglunun ve kendisini..
Yazar şeytana uyup yazmayı bırakmaya dünden razıdır. Yazar hikâyeler uydurmaktan ölesiye yorulmuştur.Bu sabah çöpçülerin çöp boşalttığı yere yürüdüm.Tanrım, çok güzeldi. Diye yazıyor, bir van Gogh mektubunda. Yazar karakterler icat etmekten de aynı ölçüde yorulmuştur.Yazar, hiçbir şekilde hikâye anl..