Biz daima Avrupa lisanlarının edebiyatça gerek seçtikleri bütün kurallara gerek tercih ettikleri taklit tarzına tabi olmak mecburiyetindeyiz. Çünkü gerek o bütüne dair kurallar gerek o taklit tarzı Avrupa’nın hevesli evhamından çıkma birtakım hayaller değil sırf hakikat ve tamamıyla tabiatın sevkidi..
Burjuva ahlakının gereklerini üstünkörü yerine getiren otuz yaşındaki, evli ve iki çocuk annesi Irene Wagner, sekiz yıllık evliliğindeki tekdüzelikten bunalıp kocasını genç bir piyanistle aldatmaya başlar fakat yakalanma korkusu en az yasak arzusu kadar büyüktür. Ne zaman sevgilisinin evinden çıksa,..
“[Sait Faik’e] geceleri sinemalarda rastlardım. Tanışmazdık. Sinemanın ön sıralarına oturur, koltuğuna iyice gömülürdü. Koyu yeşil bir pardösüsü, çok dar kenarlı, kafasının biraz üstünde kalan kahverengi bir şapkası vardı. Sinema dönüşü dalgın, Beyoğlu’nun gece yarısı kalabalığına dalar, çeker gider..
İhanet!Sevgiliye, arkadaşlara,Sevdiklerine...Asıl ihanetse... İnsanın kendi kendine yaptığıdır...Yolundan dönmüş, amacından şaşmış.Anları yok sayıp;Yaşamayı, mutluluğu unutmuş… Yaşamın sonsuz olduğu fikrine kapılmış. Sadece nefes alan bir canlı olarak kalmış olmasıdır!Beterdir ihanet, insanın kendin..
Üşüyor mu deniz üstüne boşandıkça yağmur? Ondan mı dersin tüyleri böyle ürperiyor? Ben de gidersem bi gün bu biçim bi sağnakta Alı al moru mor bir sandal gibi acaba Yıllar sonra yılmayıp yine Çarpar mı yüreğim yurdumun sahillerine?* Baharla Ölüm Konuşmaları *Al Bir Uzun Hava *Bayramlık *Aslandan Al ..
Çoğunlukla Meslek dergisinde yayımlanan ilk hikâyelerinden örneklerin toplandığı bu kitapta yazarın gerçekçi yönünü tüm etkisiyle görüyoruz. Memduh Şevket olup biteni alaycı tavrıyla kısa ve bol diyaloglu bir biçimde hikâyeleştirir. Ona yakıştırılan “gözlemci gerçekçi”lik, okuyanda “yazma sanatı”na ..
Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorumCockney dilinde (İngiliz argosu) bir deyiş vardır. Uqueer as as clock..
Honoré de Balzac (17991850): 19. yüzyıl Fransız edebiyatının büyük ismi. Edebi kariyerine oyun yazarak başladı. Ancak aldığı eleştiriler neticesinde romana yöneldi. Yirmi yılda 85 romanı tamamladı, öldüğünde arkasında 50 roman taslağı bıraktı. 1830 yılında kurmacaeserlerini Dante’nin İlahi Komedya’s..
Osman bir el işaretiyle sözümü kesti. Kimsenin duymasını istemiyormuş gibi ağzını yüzüme yanaştırarak: Bırak boş konuşmaları, ağabey! dedi. Bu kadar sene hiç yoktan adımız katil diye söylendi, artık önüne gelen be¬nimle dalga geçiyordu. Gözüm kızıp birinin üstüne yürüsem, herifin kılı bile kıpırdamı..
Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910): Anna Karenina, Savaş ve Barış, Diriliş’in büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara da verdi. Bu dönemde yazdığı roman ve öykülerinde yıl..
Erkekleri askere alinan köylerde geride kalanlarin çektigi sikintilar etkileyici bir üslupla anlatilir. Eldeki yetersiz yiyecegin muhtaç olandan baslanarak dagitilmasi, dört gözle beklenen hasat zamanlari, umutlarin hasat zamanina ertelenmesi, savas yüzünden ürünün hemen hepsinin merkezden istenmesi..
“Sait Faik yolda, sinema önünde, otobüste, köprü üstünde, vapurda, Gülhane Parkı’nda, ne bileyim bir dükkânda ya da İstanbul’un en kıyıda köşede kalmış bir yerinde rastladığı insanları kollarından tutup öykülerine sokuşturur.Tabii, bu öyküleri düzmek için yanaştığı her insana hemencecik el atmaz, on..