(…)“Bu radyumu uranyum tasindan elde ettimYaktim elimi onun yasak alevinde benSen ey cennetim benim yüz kez bulunup yitenGözlerin Peru’m benim Hint’teki altin kentimBu aksam paramparça oldu evren ansizinKorsanlarin atese verdigi kayaliktaBaktim deniz üstünde isil isil yanmaktaElsa’nin o gözleri o gö..
Eski çaglarin ruh iklimini yeni zamanlara tasiyan Eski Siirin Rüzgariyle'de yer alan siirler, tipki Kendi Gök Kubbemiz'de oldugu gibi, mükemmele ulasmayi amaçlayan dile ve musikiya dayanir. Sesin ve sözün dize için anlamini yeniden kuran Yahya Kemal; anlarin, anilarin kisisel ve toplumsal tarih için..
‘‘Gözlerinin sınırsız mehtabında yine bu geceyıldızlar yağıyor şiirimekâğıtların çöl kışındaki aklığı üzerine.Ve ellerim kıvılcımları oya gibi ince ince işliyor.Çünkü ateşten bir gömlektir benim şiirim ;yalnızca aşk ateşinin gölgesine sığınanve de herkes gibi aşk ateşidirbeni de yakıp kavuran.’’Ürün..
karşı konulamaz bir hızla saçılıyorışıktan yoksun zehir-zemberek cümleler - kopuyorbir yüzyıldan bir yüzyıla ulanan süt-bağlarıkiremitleri uçuran fırtına gibi – belirginerken kararların dışavurumu, hezimete uğratma arzusutükenenler kumpanyasıyeşil, yemyeşil edinimlerrutubetli bir nefesle yapışıyor k..
"Sana dün bir tepeden baktim aziz Istanbul!Görmedim gezmedigim, sevmedigim hiç bir yer.Ömrüm oldukça, gönül tahtima keyfince kurul!Sade bir semtini sevmek bile bir ömre deger"Evet, yanilmadiniz, bu nefis dörtlük büyük sairimiz "Yahya Kemal Beyatli"ya ait...Sairin 20. asir Türkiye Türkçesi ile yazdig..
Klasik Şark edebiyatının vasıflarından biri de büyük manzûmeler hâlinde söylenecek bir şiiri, çok kere, bir beyitte hattâ bir mısrâda söylemenin sırlarına ermektir. Böyle bir anlayışla söylenen şiir çeşitlerinden biri de rubâîdir. Rubâî, daha çok, bir tefekkür şiiridir. Büyük bir tefekkür konusunu, ..
Sokağın Zulası, Ahmet Ümit’in şiir dilinde okunuşudur. Gün gelir anımsar bizi bu sokaklar.Dar kaldırımların gölgelerimizi özleyeceği tutar. Ağaçların gövdelerindeki o eski yara depreşir. Lambaların ölgün ışıkları biraz daha kederlenir. Bir kız yürür yanı başımdaSeke seke bulutların üzerinden.Bir ser..
“Fırtınalarımızdan çekil ey bilge kişi!Bu imparatorluk ki tehlikeli sularda, Yol alıyor, ne dümeni var ne pusulasıSen sakın aldanma, sen sakın kanma ona!Bu gemi senin için bir aralık ayında,Bir balıkçının kurutmak için ağlarını Gerdiği odasının en ücra köşesinden, Uğursuz bir gürültüyle gece karanlı..
sizin o kınınıza sığmayan merakınızyıllardır süren bu hıçkırık bu kara kışhiç ve kırık hiç ve kırıkşiirin yar etkisi bunlar ne olacak kibir iki okursanız sizin de bir şeyciğiniz kalmayacakdilin susturasıyla yalnızlığın sus faturasını size kesiyorum bu şiirdekendi kendime sustuklarım iyi böyledilimin..
Ben, ben diyorum iki lafın arasında, merdiven dayamışımbüyük okyanuslardan daha büyük bir susuzluğa,kimlerle göz göze gelmişim, sözler toplamışım o gözlerdendefine haritalarındaki okunaksız el yazıları kadarokunaksızmışım, göbekten bağlanmışım mutsuzluğa.Ama onlar, solmaya eğilimli parlaklıklarıylat..
Servi Kozalağı uzun aşk işçisi, Cim dağının ardında Ay’ı törpüler zahmetsiz. Buğulu saatleri öperken o ne bir sultan ne de kadın. Yakar göğün fenerlerini içkin arzuda.3 Sarar sis solar tiz ses3 Boğuşur durağan matemle4 Asılı kalır. GeceÜrün Adı: Eksik BakÜrün Markası: Lisinya..